Hayır diyebilmek büyütür insanı bazen.
Tıpkı 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkıp, verilen müfettişlik görevine hayır diyen ve bir milli mücadeleyi başlatan büyük Ata gibi!
Hayır demeyi bilmek gerekir.
Birlik yolunda her ruhun görevli olduğunu bilmek, her ruhun bir amacı olduğunu bilmek, ancak herkesin her yaptığını desteklememek gibi. Sınırlarını çizmek; Oğlak uzunca bir süredir bizi sınırlarımızla sınıyor.
Oğlak Plüto, kendi otoriten olabiliyor musun? Yeni bir başlangıç yapmaya hazır mısın?
Kendini güçsüz hissetmenin öncelikli sebebi genelde istediklerini yapamamak değil, istemediklerine hayır diyememektir.
Plüto Retro; hayır diyemediklerin gücünü tüketiyor olabilir mi?
Birbirini sevmek, bir arada olmayı gerektirmez. Seven her insan anlaşabilmek zorunda değildir. Aynı yere giden farklı yollar vardır, hepimiz iki arzuyla canım dünyadayız, biri kaynaktan ayrılmak, diğeri kaynağa dönmek. ve ikisi içinde o kadar farklı yol var ki;
Kendini bil!
Kendini tanı, sınırlarını bil ki, hiç olabilesin. Hiç olup “o”na karışabilesin.
Her yolu kendi yolun yapmak zorunda değilsin, her insanla yanyana yürümek zorunda değilsin, herkesle ortaklık yapmak zorunda değilsin.
Herkese saygı duyman gerek! Yaratılanı sevmen gerek, yaradandan ötürü.
Özün olmalı, sözün olmalı, önce bunlar kendi içinde birlik olmalı.
Yolunu, yarasını, deneyimini bilmeden yargılamamayı becerip, yargılamadığın haliyle onu seçmemen mümkün mü?
Hangisi daha doğru, hangisi daha yanlış, hangisi daha şahane demeden, sadece kalbinden gelen koca bir evet sesine, kalbinden gelen güçlü bir hayır sesine güvenebilirsin, kimseyi etiketlemeden, onun yolunun da orada olduğunu bilerek.
Kimseyi kurtarmaya çalışmadan, kimse tarafından kurtarılmayı beklemeden.
Yolunda, destekleyerek, besleyerek, beslenerek, öğrenerek, öğreterek ilerlemeli. Hepimizin en sonunda AŞK ile buluşacağını bilerek, seçtiğimiz deneyimlerin hakkını vererek, özgür irade ile, tevekkül ile tekamüle ilerlerken, hem yanyana BİR, hem eşsiz ve sınırsızca BEN olmayı deneyimleyrek.
Okyanusun o bir damlası, okyanusu okyanus yapan, birbirinden özel eşsiz damlalarının aynı evreni paylaşarak oluşturduğu o şifalı sıvı.
Mucizelerden oluşmuş partiküllerin oluşturduğu o eşsiz bir nefes.
Engin, sınırsız okyanusun da bir sahilde sınıra vardığını ve karaya izin verdiğini hatırla.
Herkesle ve her şeyle beraber olmak durumunda değilsin herkesle ve her şeyle bir olduğunu bilmek için.
Sınırların olsun, karaya izin ver. Hayırların kalpten, net, itmeden, yargılamadan, kendine değer verdiğin yerden gelsin.
Kutsal olanı, kutsal olanını, kalbini korumak için gücünü geri al! Sınırlarını çiz.
Sınrısızca seviliyoruz, doğanın ve ışığın gücüne inançla, namaste! seni, seviyorum!