1973te yazılmıştır
Yeni çağın dönüm noktasında olduğumuzu hissediyorum.
Şimdi her şeyden daha çok ihtiyacımız olan şey;
İnsan ilişkilerine ve sosyal organizasyonlara
Yeni bir yaklaşım.
Gezegensel bir yaklaşıma ihtiyacımız var,
daha sentez bir yaklaşıma.
Bireyin dünyadaki fonksiyonunu öğrendiği bir yaklaşım,
Global bir dünyamız olacaksa ,
birey kendini, kendi içsel kimliğini güçlü kurmalı,
o kadar güçlü ki, dünyanın her yanındaki her insanla omuz omuza, birlikte işlev görecek hale gelmeyi becerebilmeli.
Kendi kültüründen, kendi ırkından, kendi geleneklerinden ve daha fazlasından özgür bir şekilde olabilmeli
Kişinin kendini, kendi kimliği içinde güçlü inşaa etmesi en önemli husus.
yeni bir insan tipine ihtiyacımız var.
İhtiyacımız olan insan tipi; çelişki ve çatışma üzerine kurulu değil,insan olmayı ve insanlığı kucaklayabilmeyi bilen bir insan tipi. Zihin, beden ve ruh olarak tüm varoluşu kucaklayabilen ve kabul edebilen bir insan tipi.
Estetik bir yaklaşım karşısında (versus) etik kurallara dayanan bir yaklaşım.
Estetik bir yaklaşımda, bir ilişki içinde her şeyin bir bütün içinde durduğunu görebilirsin, ve kendini sadece bir parçası ile özdeşleştirmek yerine bütün ile kendini özdeşleştirir hale gelebilirsin.
Bu, şu noktada çok zor bir durum.
Kesinlikle zor bir dönem içerisinden geçiyoruz. ve önümüzde bizi ne bekliyor, hakikaten bilmiyorum.
Şu an aklınızdaki ilk soru yakın geleceğimiz olduğu için, ülkemizin ve dünyanın şu an gittiği yol hakkında biraz pesimistim.
Şunu iyi anlamalısınız;
Başarılması gerekeni başarmak için krizler gereklidir.
sadece, tek problem şudur;
Bazı şeyler büyük kriz gelmeden hazır olmalıdır –yeni çağ başladığında—
Çünkü çok yakında krizden önce ekilmiş olan tohumların üzerinde yeniçağ başlayacak
Eğer bahar ile biten bir kışınız varsa, ve yazdan sonra gelen sonbaharda hasat yapılmazsa, bir sonraki baharda hiçbir tohumunuz döllenmeyecektir.
O zaman yaratımın (manifestation) en ilkel zamanından her şeye yeniden başlamanız gerekecektir.
Bu nedenle altını çizerek belirtiyorum,
hayatım boyunca benim “tohum erkek” ve “tohum kadın”
“tohum insan” dediğim fikri düşündüm
o birey ki, kendini insanlığın geçmişi olarak gören, özellikle batı toplumunun ama aslında bütün kültürlerin,
çünkü, ve, biz gelecekten doğmak istiyoruz,
hangi büyük kriz gelirse gelsin, global bir dünya olabilen bireyler.
Bu nedenle, özellikle bir uzmanlık alanına sahip olan değil,
büyük bir vizyona sahip olan, vizyonu ve cesareti olan,
beklemeye cesareti, ve bazı açılardan hayatları boyunca bekleme,
önündeki örneklere rağmen bekleme,
geride bıraktıkları şeylere rağmen bekleme,
ve defalarca ölümlerine rağmen bekleme,
ve böylece, gelecek dünyanın tohumları olacak kadın ve erkeklere ihtiyacımız var.
Bu tabii ki hepimizin yapması gereken en büyük seçim, ve bu seçimi hepimiz yapabiliriz.
Genel geçer frekansı sonbahar yaprakları gibi takip edebiliriz ( her ne kadar o altın yapraklar müthiş güzel olsa da)
düşmek ve yok olmak zorundalar, toprağı gelecek nesiller için gübreleme görevleri var,
Ama gerçekte “tohum kadınvar ve tohum erkekler” elimizde olan tek şey,
işte onlar aramanız gerekenler,
Eğer hala kendinizi “tohum kadın” “tohum erkek” olmak için yeterli görmüyorsanız,
artık görmeye başlasanız iyi edersiniz,
Çünkü gelecekte insanlığın tek sigortası budur.
Bana kalırsa bugün yakın geleceğe bakmaya çalışmanın hiçbir anlamı yok, çünkü orası baya karanlık,
Yarın, yarın olmasa da yarından sonraki gün yeni dünyanın doğma ihtimali için oraya bakmak, yani hazırlanmak gerek.
Bence, şimdi vazgeçtiklerimize, cesaretimize, kararlarımıza ve seçimlerimize değer katan tek şey,
geleceğin oluşabilmesi için “tohumlar” haline gelmek.
Yani umarım ki, her biriniz, her biriniz kendi hayatlarınızda ve kendi yolunuzda, çok çok yakın bir günde (eğer hala yapmadıysanız), “tohum erkek” ve “tohum kadın” olma kararı verirsiniz.
Teşekkür ederim.
Dane Rudhyar ~ 1895 to 1985